Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sanat

Paye Haber - Sanat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sanat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

SANAT HER YAŞTA ÖĞRENİLİR Mİ? Haber

SANAT HER YAŞTA ÖĞRENİLİR Mİ?

SANAT HER YAŞTA ÖĞRENİLİR. Günümüzde yaşadığımız toplumun kültürü itibariyle veya etrafımızdaki insanların bizi düşünceleriyle etkilemesinden kaynaklı olarak bazen sanat ve mesleklerin sadece küçük yaşlarda öğrenildiğini düşünürüz. Küçük yaşlarda bir şeyler öğrenmenin elbette ki kolay ve iyi tarafları çoktur. Kişisel gelişimi ile beraber, meslek ve sanatı öğrenmek zaman kazandırır. Ama herkes bu imkanlara sahip olamayınca, ilerleyen yaşlarda da meslekler ve sanatların öğrenildiğini de görüyoruz. SANAT EĞİTİMİ Evvela sanat nedir ve nasıl öğrenilmeli konusuna kısaca değinecek olursak, sanatın en güzel tarifi şu şekildedir; Sanat; kişinin elleriyle, aklıyla ve gönlü ile özenerek yaptığı bir işe denir. Sanatın daha çok geniş manaları ve tarifleri de vardır. Ama sanatı diğer iş ve mesleklerden ayıran en önemli özelliği kişinin başta aşık olması sonra zorlu bir eğitim sürecinden geçmesi ve nadir insanların yaptığı işlerdir. Bundan dolayı sanat kısa zamanda öğrenilmez ve sanatçı dediğimiz kişilerin sayısı az olur. Yani kısaca aşkı uğruna zorluk ve mücadeleyi göze alarak, ortaya güzel eserler çıkarmaktır. ERKEN YAŞLARDA SANAT ÖĞRENMEK Çocuk diyebileceğimiz çağlarda, bir sanata başlamak ve onu öğrenmek çok büyük bir nasiptir. Başta da ifade ettiğimiz gibi küçük yaşların avantajları çoktur. Birinci husus zaman kaybı olmaz eğitim süreci olarak baktığımızda, ikinci en önemli husus ise o sanat üzerine çok güzel kariyer yaparak büyük başarılar ortaya koyabilir. Günümüzde hattatlara baktığımızda çocuk yaşında başlayan kişilerin diğerlerine oranla daha başarılı işler yaptığını görebiliyoruz. Ama bu bir kıyas değildir. Öyle de anlaşılmamalıdır. Çok sonraları başlayıp da daha başarılı olan nice hattatlar veya sanatçılarda vardır. Sadece genel olarak baktığımızda bazen bu durumun ön plana çıktığını görebiliyoruz. Hiçbir çocuğa rızası olmadan sanat öğretilmemelidir. Zorlayarak yapılan işler, nefreti getirir. Çocuk daha o işi anlamadan soğur ve ileri yaşlarda, anlasa da içinden yapmak öğrenmek gelmeyebilir. Bu konuda Peygamberimizin Şu Hadis-i Şerifi unutmamalıyız. ‘’Kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin.’’ ORTA VE İLERLEYEN YAŞLARDA SANAT EĞİTİMİ Kişi hayatına bir güzellik katmak isterse, yaş ne olursa olsun bu konuda mücadeleyi de göze alır. Bundan dolayıdır ki 15 yılı aşkın eğitim verdiğim süreçte, en küçük 4 yaş ile 70 yaşlarda öğrencilerim oldu. Bu süreçte en çok görüp tecrübe ettiğim hususları sıralamak isterim; Küçük yaşta eğitim görenlerin zorlandıkları durumlar işin ciddiyeti gibi manevi hususlar. Bu konularda ister istemez taviz olabiliyor. İleri yaşlarda kişi daha ciddi meseleye bakarken, eğitime devam etme ve disiplin konusunda zaaflar oluşuyor. Zorluğu görünce pes etme olayı biraz daha baskın olabiliyor. ‘’Ağaç yaş iken eğilir.’’ sözü çocuklar için çok yerinde bir söz olsa da yetişkinlerinde avantajları olmakta. Bunu şu şekilde ifade edebiliriz; çocuk kalem tutmakta zorlanırken yetişkin doğru tutarak daha hızlı yol alabiliyor. Buna çok örnek verebiliriz. SONUÇ OLARAK Merhum Prof. Dr. Süheyl Ünver hocanın da dediği gibi; ‘’Bir mesleğiniz olsun bir de meşgaleniz (sanatınız) olsun.’’ Kişi bir sanat veya farklı bir meslek öğrenerek hayatına maddi ve manevi değer katar. O yüzden bir şey yapmak ve öğrenmek istediğimiz zaman sadece bir anlık geçici heves yerine ciddi ve disiplinli hareket edilmeliyiz. Konu hakkında araştırmalar yapmalı ve gerçekçi düşünmeliyiz. Bütün bu hususları göz önüne getirerek karar vermeliyiz. Bugün de güzel bir yazının sonuna geldik. Konular hakkında fikir yorum ve eleştirilerinizi yorumda paylaşabilirsiniz. Hürmetlerimizi arz ederim. Hattat İslam Kaya Temmuz 2025 Malatya

HAT SANATINI İLK TANIYANLARIN TEPKİLERİ Haber

HAT SANATINI İLK TANIYANLARIN TEPKİLERİ

HAT SANATINI İLK TANIYANLARIN TEPKİLERİ VE DÜŞÜNCELERİ Hüsn-i hat sanatı İslam harfleriyle yazının güzel yazılması ve estetik kurallara göre yazılması demektir. Elbette hat sanatının çok tarifleri vardır. Ama genel manada Kur’an-ı Kerim’in güzel yazılması ve Kur’an’ın bir mucizesi gibidir. Yaklaşık 15 yılı aşkın olarak Anadolu’da hat sanatını icra etmeye gayret eden biri olarak, burada hat sanatını ilk defa duyan ve tanıyan çok kişiye denk gelmek olağan bir durumdur. Hal böyle olunca insanların ilk tepkileri ve düşünceleri de kayda değer mana ifade etmektedir. Her şeyden önce bir Anadolu evladı olarak henüz yedi yaşlarında evde okunan Kur’an-ı Kerimdeki yazılar dikkatimi çekmişti. İlk defa hat sanatını böyle gördüğümü çok iyi hatırlıyorum. Özellikle uzun şekilde yazılmış nesih ‘’kef’’ harfleri hala gözümün önüne gelir. Yazıya bakarak aşık olup, amatörce yazdıktan sonra Kur’an’ı okumayı öğrendim… Hat sanatı eserlerinde mucizevi bir etki vardır, ilk defa eseri gören kişi ister inan veya inanmayan olsun herkesin direkt gönlüne işler. Ğayri müslim kişilerde de bu etkiye çokça şahit oldum. Bundan dolayı hüsn-i hattın bu tesiri vardır. Hat sanatının bu denli etkili olmasının bir hikmeti Mushaf’ı şeriften kaynaklanıyor olsa gerektir. Bir hikmeti de Osmanlı Hat Sanatı Mektebini kuran ve yazının estetik gelişmesine, öncü hat üstadlarından Şeyh Hamdullah efendinin rivayetlere göre rüyasında, Hızır as. ile ders yapması veya peygamberimizin tariflerine göre yazmasıdır. İslam harfleri olan Kur’an yazısının bu şekilde bir zarafeti ve estetiği vardır. Elli yaşlarında fotoğraf alanında emek veren bir üniversite öğretim üyesi ile görüşmemizde, hat sanatını ilk defa tanıdığını ve gerçekten bu konuda daha önce tanımadığına hayıflandığını gördüm. İnsanların unvanı ve mesleği ne olursa olsun genel estetik, zarafet ve kültür sahibi olan herkes ilk eser gördüğünde hayretle izler ve ne kadar büyük emekler verildiğini anlar. Bir defasında eser alan birinin cümlesi aynen şu şekilde olmuştur. ‘’Hocam eseri astım ama her önünden geçince bakmaktan kendimi alamıyorum ve her baktığımda da çok etkileniyorum.’’ Demişti. Geçmişten günümüze baktığımızda insanların gerçekten kendi miraslarına sahip çıkması çok önemlidir. Özellikle bu topraklarda yaşayan bizlerin daha da dikkat etmesi gerekir. Bu konuda hassas olan kişiler, hem sanata değer verir hem de sanatçıya destek olur. Bu da akıllara şu manidar sözü de getirmektedir; ‘’Marifet iltifata tabidir, İltifat edilmeyen meta zayidir’’ Gençlerin ve bilhassa çocukların tepkileri de çok olumlu olmakla beraber öğrenme hevesi taşımaları da bizi mutlu eden sebeplerden biridir. Bu konuda ayrıca detaylı bir yazı paylaşacağız. Genel manada hat sanatı gibi kültürümüzün ve manevi yönü büyük olan bu sanatın sevilmesi takdir görmesi ilgi çekmesi çok muteberdir. Bütün bu düşüncelerle beraber sanat alanında yapılan faaliyetler çok eksik olarak hissedilmektedir. Belki nice insanın bu sanatları tanıması ve sahip çıkmasına vesile olacaktır. Bundan dolayı Hattatlar, hat sanatına gönül veren kişiler ve kurumların sorumluluğu büyüktür. Mesele bireysel manada sadece güzel eserler çıkarmak değil aynı zamanda insanların tanımasına vesile olmak ve eğitimlerine destek olmaktır. Bizden önceki hat üstadlarımızın tutumu bu yönde olmuştur. Okuduğunuz için Allah sizlerden razı olsun. Görüş fikir ve önerilerinizi yorumlarda ifade edebilirsiniz. Hürmetlerimle Hattat İslam Kaya Temmuz 2025 Malatya

HAT SANATI ESERİ NASIL ALINIR? Haber

HAT SANATI ESERİ NASIL ALINIR?

HAT SANATI ESERİ NASIL ALINIR? Hüsn-i hat sanatı Türk-İslam sanatlarının başında gelen önemli sanatlardan biridir. Hat sanatında öncelikli olarak ayet, hadis ve güzel sözlerin yanında hikayesi olan ve mesaj veren eserler icra edilir. Hat sanatının yanında kimi zaman Tezhip sanatının en güzel örneklerini görmek mümkündür. Bununla beraber hat sanatı, ebru, çini ve diğer sanatlarla da ortak eserler yapılır. Hat sanatında eserler nasıl alınmalıdır. Hat sanatı eserleri, nelerde satılır. Hediyesini vererek hat eseri almak için neleri göz önünde bulundurmak gerekir bu konuları detaylı olarak inceleyelim. Anlamı ve içerdiği derin mesajlardan oluşan hat yazıları levhaları mekanlarımızı süsler. Göze ve gönle hitap eden bu eserleri alırken bazı hususları da göz önünde bulundurmak gerekir. Bu konuları şu şekilde sıralayabiliriz. HAT SANATI ESERLERİNİN GELENEKSEL KURALLARI Bir hat yazısının bazı olmazsa olmaz kuralları vardır. Bu kurallar eserin uzun ömürlü olmasını, doğru ve güzel hazırlanmasını sağlar. Hat eserinde aranacak hususlar; Kullanılan malzemenin tamamen doğal yöntemlerle hazırlanmış olması gerekir. Kâğıdın asitsiz kimyasallardan arınmış ve terbiye edilmiş (aherlenmiş) olması gerekir. Kâğıt hat sanatının başlıca malzemelerindendir. Kâğıdın bu hususları taşıması eserin canlı durmasını sağlar ve bununla beraber yıllar geçse de solmamasına sebep olur. Asitli ve kimyasal karışımı kağıtlar zamanla yazıyı soldurur. Eser alınacaksa bu konuya özellikle bakmakta fayda vardır. Hat eserinin başlıca malzemelerinden bir diğeri de mürekkeptir. Su bazlı ve kimyasal içeriklerin bulunmadığı geleneksel yöntemlerle hazırlanmış olması gerekir. Hat sanatında koleksiyon yapan kişiler ve bilinçli olarak yazı alanlar bu hususa da çok dikkat ederler. Zira kimyasal içerikli mürekkepler zamanla solabilir ve hatta bazen yazı silinecek seviyeye gelebilir. En güzel hat yazı rengi siyah ve Altın’dır. Bu renklerle hazırlanan yazılar zaman geçse de solma yapmazlar. Renkli mürekkeplere gelince bu hususa çok dikkat etmek gerekir. Bazı markaların zamana karşı solmayan mürekkep üretmeleri çok garanti veren bir durum değildir. Bu hususlara da ayrıca dikkat etmek gerekir. Elbette bazı renkli mürekkepler solma yapmazlar, ama yine de şüpheli bir konudur. Eskiden kök boyalardan elde edilen renkli mürekkeplerde solma olmazdı. Ama günümüzde bu geleneksel yöntemlerden ziyade fabrikasyon olarak yapılan renkli mürekkepler vardır. Genelde siyah is mürekkebini tercih etmek daha iyi bir karar olur. Geleneksel sanat eserleri tamamen doğal ve geleneksel yöntemlerle hazırlandığı için güneşin çok az gördüğü yerlere asılmalıdır. Çok güneşe maruz kalan eserlerde zamanla solma olabilir. İşin ehli olan ve eser yapma yetkisi olan kişilerden eser temin etmek gerekir. Alınan eserde muhakkak hattatın imzasının olması gerekir. İmzalı eserler kimliği olan eserlerdir. Bu sebeple hangi yazıyı alırsak alalım muhakkak geleneksel kuralların yanında imzalı olmasına da dikkat etmeliyiz. Henüz hat sanatını doğru düzgün bilmeden eser satan nice kişilerde vardır. Bu sebeple bu konuya dikkat etmek gerekir. Hem verilen paraya yazık olur, hem de hatalı eser almış olabiliriz. Hat sanatı çok yaygın olarak bilinmediği için konu hakkında çok bilgisi olmayan insanlara bu hatalara sık sık düşmektedir. Satın alınacak eserde kompozisyon tasarım rahat okunaklı olması gibi kurallar da göz önünde bulundurulur. Zaten icazetli veya eser yapma izni olan kişiler bu kurallara dikkat ederler. HAT ESERLERİ KİMLERDEN VE NASIL ALINIR Eser almak için birebir hattatlarla irtibat kurularak alınması her zaman için yapılan en doğru harekettir. Bununla beraber Hattatların denetiminde olan web siteleri ve galerilerden de eser temin edilebilinir. Sosyal medya üzerinden hat üstadlarıyla görüşmek ve onların tavsiyelerini göz önünde bulundurarak eser almak doğru olan yöntemdir. Bir hat üstadını tanımak için onun hesabını takip ederek eserlerini incelemek gerekir. Eserlerinde geleneksel kurallara uyduğunu ve imzasının olup olmadığına bakmak. Paylaşımlarını incelemek ilk seviyede yeterli olabilir. TEZHİP İÇİN HAT ESERİ ALMAK Tezhip yapanların özellikle hat yazılarına zaman zaman ihtiyaçları olur. Bu yazıları alırken yine saydığımız kurallarla beraber tavsiyeler almak fikir paylaşmak da önemlidir. Bir müzehhibe/müzehhib eğer hat sanatı eserleri hakkında çok bilgisi yok ise muhakkak bir hattatla danışarak hareket etmelidir. Bu şekilde yapılırsa daha doğru eserleri alması kolay olur. Aksi halde fiyat uygun diye hatalı eser alırsa kendi emeği de ziyan olur. KOLEKSİYON İÇİN HAT ESERİ ALMAK Belirli alanlardan koleksiyon oluşturan kişiler olduğu gibi hat sanatı alanında da hat koleksiyonerliği yapan kişiler vardır. Hat koleksiyonuna yeni başlayan kişilerin, özellikle bir hattatı danışman olarak belirleyip ona göre eser edinmeleri çok yararlı olur. Bir süre hat dersi alarak ve hat sanatı eserlerini takip edip inceleyerek nazariyat bilgisini de geliştirebilir. O zaman her gördüğü eseri beğenmek şöyle dursun, yazı anatomisine kadar fark etme ve hataları ayırt etme hususunu da öğrenmiş olur. Konular hakkında fikir yorum ve eleştirilerinizi saygı ve sevgi içinde paylaşabilirsiniz. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere Allah’a emanet olun. Hattat İslam kaya Temmuz 2025 Malatya

EVE HAT SANATI ESERİ ASMAK GÜNAH MI? Haber

EVE HAT SANATI ESERİ ASMAK GÜNAH MI?

EVE HAT SANATI ESERİ ASMAK İnsanların zaman zaman en çok sorduğu ve merak ettiği konulardan bir tanesi de evde hat eseri asmak veya evin salonunda hat eseri olursa nasıl hareket etmek gerekir. Bu gibi düşünceler üzerine detaylı bilgi paylaşmak istedik. Hat sanatı; Kur’an-ı Kerim’i güzel yazmak gayretiyle ortaya çıkmış ve asr-ı saadet devrinden günümüze kadar yaklaşık 1400 yılı aşkın bir tarihi vardır. Aynı zamanda dinimizin ilme ve bilgiye verdiği önemden dolayı da yazı yazmak ve yazıyı rahat okunaklı hale getirmek zamanla sanata dönüşmüştür. Her toplum kendi kültür ve sanatıyla ayakta durur. İnsanlar dini inanışlarına göre ibadethanelerini sanatlarıyla süslemişlerdir. Bugün de aynı kültür devam etmektedir. Müslüman olarak bizlerde kendi kültürümüzü ve sanatımızı İslam çizgisine göre şekillendirmiş ve tarih boyunca bunu devam ede gelmiş bir toplumuz. Hal böyle olunca ibadethanelerimizi toplu yaşam alanlarımızda sanatlarımızın etkisini de görmekteyiz. Örneğin camilerde dönemin hattatlarına ait güzel eserleri temaşa ediyoruz. Bugün yapılan camilerde de yine hat levhalarını ve devasa hat yazılarını görüyoruz. Nasıl ki, ibadethanelerde ve toplu yaşam alanlarında bu sanatımızın etkileri varsa evlerimizde de sanat eserleri bulunur ve asılır. Evde kişinin her zaman görebileceği yerlerde Allah’ı, Peygamberi veya hayata dair güzel duyguları hatırlayacak eserler, yazılar asılır.. Bu gelenek olarak tarihimizde vardır ve aynı şekilde zayıf da olsa devam etmektedir. EN ÇOK SORULAN SORULARA CEVAPLAR Öncelikle hat sanatı yani İslam harfleriyle yazılan güzel eserler hakkında bilgi sahibi olamayan çoğu insan ilk gördüğünde Kur’an’dan bir ayet sanarak o ortamda haline hareketlerine dikkat etmeye çalışır bu olması gereken güzel bir davranıştır. Bu konularda zaman zaman karşılaştığımız sorular ve cevapları Hat levhası odaya asılırsa odada rahat hareket edemem ne yapmam gerekir? Öncelikle evimiz en rahat olduğumuz ve vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz yerdir. Bundan dolayı evde hat levhalarını nasıl asmamız gerekir. Kısaca buna değinmek gerekirse. Asılacak levhada ayet yazıyorsa bu levhaya direkt ayak uzatılacak bir yere asılmaması daha uygun olur. Bu durumu da odanın durumuna göre uygun yeri belirleyip koyduktan sonra herhangi bir sorun olmaz. Eserde söz yazıyorsa onu istediğimiz yere koyabiliriz. Bu sözlerde de Allah lafzı geçiyorsa yine dikkat etmek gerekir. Bir müslüman normalde de kıbleye karşı ayak uzatmayı çok uygun görmez ve buna göre odanın planını yapar. ‘’Dervişin fikri neyse zikri de o dur.’’ Sözüne de baktığımız zaman yaşadığımız ortamımızı güzelleştirmek ve bize Allah’ı, Peygamber’i ve güzel duyguları hatırlatacak eserleri asmak maddi ve manevi olarak bize iyi gelecektir. Evde yazı asılı olursa günah işlemiş olur muyum? Bu soru ile de zaman zaman karşılaşıyoruz. Evde asılı olan levha göbek boyundan yukarıda olup esere doğru ayak uzatılmadığı takdirde hiçbir sorun yoktur. BİR EVDE ASILMASI TAVSİYE EDİLEN ESERLER Evde asılması gereken ve gözümüz gördüğünde huzur bulacağımız yazılardan kısa tavsiyelerde bulunmak gerekirse. Evin salonunda genel eserler olabilir Hilye-i Şerife, Esmaü’l Hüsna Besmele, Edep Yahu veya Bu da geçer yahu gibi yazılar asılabilir. Evin mutfağında veya yemek yenilen yerde duvarda bir besmele bulundurmak yemeğe başlarken besmeleyi hatırlatması açısından çok faydalı olacaktır. Çalışma odasında kişi zaman ile ilgili ayet hadis veya güzel söz bulundurabilir. Bu gibi eserler bize güzel duyguları hatırlatır ve bizde ona göre hareket ederiz. Kültür sahibi incelik sahibi insanlar bu adeti devam ederler. Bu konu üzerinde belki anlatılması gereken çok husus vardır. Şimdilik bu kadarını yayınlayalım yorumlarınızla zaman zaman detaylı bilgileri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Hattat İslam Kaya Temmuz 2025 Malatya

HER SANAT DALINDA ŞEKİL DEĞİŞTİREN AMA AYNI MANAYA GELEN “KALEM” Haber

HER SANAT DALINDA ŞEKİL DEĞİŞTİREN AMA AYNI MANAYA GELEN “KALEM”

Sözlük anlamına bakıldığında yontmak, kısaltmak, kesmek vb gibi anlamlar çıkıyor karşımıza. Kalem yazmak için, çizmek için, boyamak için vs kullanılırken ne kadar rol değişiyor olsa da hep tek bir amaçta buluşuyor; insanlara bir şeyler aktarmak. Kalemin toplumda sanatta, kültürde ve dinde kıymeti çok büyüktür. Öyleki Kur’an-ı Kerim’de Kalem Suresi vardır ve üzerine yemin edilmiştir: “Kaleme ve (yazanların) onunla yazdıklarına andolsun ki” (Kalem Suresi 1-2 ayetler) Geçmişten günümüze kadar ulaşan olaylar hep yazı aracılığıyla yani bir kalemin vesilesiyle bizlere ulaşmıştır. İnsanlar yaşam boyu (kişiden kişiye değişerek) yaşadıklarını, hislerini, duygularını, düşüncelerini yazma, sonrakilere aktarma gereksinimi hissettiklerinden kaynaklı hep bir yazı yazmaya ihtiyaç duymuşlardır. İlk başta mağara duvarlarına kazıyarak, çizerek başlamıştır yazının ve kalemin serüveni. Yazı geliştikçe kalem, kalem geliştikçe üzerine yazılacağı kağıt gelişmiştir. Dönem değiştikçe de kalemin kullanım alanları değişmiştir. Sadece yazı yazma aracı olarak kullanılmaktan çıkıp sanatta, kültürde vb yerlerde de kullanılmaya başlanmıştır. Kalem, hat sanatında kamış kalem/bambu kalem diye adlandırılırken resim sanatında fırça olarak adlandırılıyor. Hat sanatında yazarak insanlara bir şeyler aktarılırken, resim sanatında ise çizerek anlatılır. Kısacası kalem alanına göre şekil değişikliği gösterse de hep aynı amaçta buluşuyor. Hazırlayan: Seleme Deveci – Paye Haber Editörü

SANATIN HAYATIMIZDAKİ ve RUHUMUZDAKİ ÖNEMİ Haber

SANATIN HAYATIMIZDAKİ ve RUHUMUZDAKİ ÖNEMİ

Sanat kelimesi arapça kökenli bir kelimedir. Sana’a kökünden gelen “yapmak, üretmek” manasına gelen bir mastardır. Picasso sanatı; “sanatsal eylemi, doğayı görüntülerinden anlayan temsili bir ifade şeklinde kabul eden kendisinden önceki sanat anlayışını tümüyle dönüştürerek sanatı, sanatçının doğayı kendisinde taklit etmesiyle sonuçlanan bir “oluşagelme” olarak yeniden tanımlarken Tolstoy’a göre ise; sanatı doğru bir şekilde tanımlamak için öncelikle onu haz alınan bir şey olarak görmeye son vermek ve insan hayatının koşullarından biri olarak değerlendirmek gereklidir”. Sanatın geçmişi tarih öncesine dayanıyor. Hatta sanatın insanla yaşıt olduğunu söyleyebiliriz. Sanat, insanın “var” olduğu her dönem/devirde gelişmeye devam etmiştir. Geliştikçe değişmiş, değiştikçe daha estetik bir hale bürünmüştür. Günümüzde de bu değişim ve dönüşümüne devam etmektedir. Sanatın insanları düşünmeye sevk eden görünmeyen ama hissedilen bir dili var. Sanatın bu dilini iyi veya kötü şekilde kullanmakta sanatçıların elinde. Sanat, ardında gizlediği hakikat ile verdiği manayla ait olduğu çağı, toplumu, medeniyeti, kültürü, yaşayışı yansıtan bir anlatım dilidir. Bu dili etkili kullanmanın en esas yolu ise İslam sanatlarının tevhid ilkesine vakıf olmaktır. Çokluk içinde birliğe doğru, bütünleştirici tavır ile aslolan zirve noktasına muhatabını ulaştırmaktır. Vücudumuz için ekmek ve su ne kadar mühimse ruhumuz içinde sanat o kadar mühim olduğu kanaatindeyim. Sanat, ruhun gıdasıdır.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BİR GELENEK HİLYE-İ ŞERİF Haber

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BİR GELENEK HİLYE-İ ŞERİF

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BİR GELENEK HİLYE-İ ŞERİF   Adını çok duyduğumuz ve hakkında belki de az bilgiye sahip olduğumuz Hilye-i Şerife hakkında faydalı bilgiler… Lügatte süs, ziynet, suret gibi anlamlara gelen; Hilye-i Şerife, Hilye-i Saadet, Hilye-i Nebevi gibi isimlerle de anılan hilye, Efendimiz Hz. Muhammed (sav) ’in fiziksel özelliklerini, karakterini, hal ve tavırlarını anlatan eserlere verilen isimdir. İslam geleneğinde tasvirle ilgili tartışmaların olması, Peygamberimizin resminin yapılması uygun görülmemiştir. O’nu tanımak ve öğrenmek isteyenlerin sayılarının artması sebebiyle de O’na yetişen ve görenlerin tariflerinden hilyeler doğmuştur. Rivayetlerde Efendimizin vefatından bir süre önce Hz. Fatıma’nın: “Ya Resulallah seni bir daha göremeyeceğim” diye ağlaması üzerine Peygamberimizin: “Ya Ali hilyemi yaz ki vasıflarımı bilmek beni görmek gibidir.” buyurduğu geçmektedir. Bu rivayetlerin hilye geleneğinin ortaya çıkışına etki ettiği düşünülmektedir. Ayrıca halk arasında hilye metinlerini ezberleyenlerin dünya ve ahirette mükafata nail olacağına, hilye-i şerifin bulunduğu mekanda musibetlerin olmayacağına dair yaygın bir inanış da mevcuttur. Eskiden de halk, gündelik yazı ya da nesih hattıyla yazılmış hilye metinlerini hürmeten göğsün sol cebinde taşırlardı. Hilye metinlerini levha formunda yazan ilk kişinin Hafız Osman olduğu bilinmektedir. Hafız Osman ilk hilye metinlerini katlayarak göğüs cebinde taşınacak boyutta, Nesih hattıyla ve Türkçe mealli yazmıştır. Günümüze kadar devam edecek en yaygın hilye biçimine geçişte Hz. Ali(kv)’nin rivayetlerini kullanan Hafız Osman, yine bu hilyeleri de göğüs cebinde taşınabilmesi için üçe katlanabilir boyda ya da ahşaba yapıştırılacak büyük levha boyunda da yazmıştır. Ancak ağaç kurtları bu hilyeler üzerinde zamanla delikler açmıştır. Camla kaplanmayan bu hilyeler, aydınlatma için kullanılan yağ kandillerinin isiyle zamanla kararmışlardır. Hafız Osman hilyelerinde besmele ve ayet için Sülüs, metin kısmı için Nesih, imza için de Nesih ya da Rik’a hattı kullanmıştır. Hafız Osman’dan sonraki dönemlere de bu formuyla aktarılan hilye geleneğinde bazı farklılıklar görülmektedir. Mesela Yedikuleli Abdullah (öl. 1144/1731), Şekerzâde Mehmed (öl. 1166/1752), Mustafa Rakım (öl. 1241/1826), Abdülkâdir Şükri (öl. 1221/1806), Mahmud Celaleddin (öl. 1245/1829), Esma İbret Hanım (XIX. yüzyıl) vs kendilerine has biçimde hilyeler bırakmışlardır. XIX. yy ’da büyük boy kağıt imalatının artmasıyla hilyeler daha büyük boyutlarda da yazılmıştır. Büyük boyda hilye yazmayı her boyda 200 civarında eser veren Kadıasker Mustafa İzzet Efendi başlatmış, haliyle bu boyuttaki hilyelerde Sülüs, Nesih, Muhakkak yazıları da celi formunu almıştır. Yine fazlaca hilye yazanlardan Hasan Rıza Efendi (öl. 1330/1920) ise büyük ebatlı hilyelerinin etek kısmı altına Celi Sülüs ile; "Sen olmasaydın, ben bu âlemleri yaratmazdım." kudsi hadisini de ilave etmiştir. Nitekim hilye boyunu 2 metrenin üstüne çıkarmıştır. Hilye Bölümleri 1. Baş Makam: Bu kısma Sülüs hattı ile besmele yazılır. Talik hattı ile yazılan hilye-i şerifler de mevcuttur. 2. Göbek: Hilye metninin büyük bir kısmı bu bölüme yazılır. Genellikle daire formunda olmakla birlikte dikdörtgen, oval formları da mevcuttur. 3. Hilal: Göbek kısmını çeviren Efendimiz ay ya da güneşe benzetildiği için genellikle altın sürülmüş, motiflerle süslenen kısımdır. 4.5.6.7: Bu bölümlere dört halifenin adı yazılmakla beraber Efendimizin dört isminin yazıldığı hilyeler de vardır. 8: Bu bölüme Efendimizin övüldüğü ayetler yazılır. Burada daha çok “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” mealindeki Enbiya suresinin 107. ayeti yazılır. Bazı hilyelerde “Hiç şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerinesin” (Kalem Suresi-4) veya “Muhammed’in Allah resulü olduğuna Allah’ın şehadeti yeter” (Fetih Suresi, 28, 29) ayetlerinden biri de yazılmıştır. 9.Etek: Hilyenin tamamlandığı, duanın olduğu ayrıca hilyeyi yazan hattatın imzası ve tarihin olduğu kısımdır. Hattatlar bu bölümde hocalarının da adını zikrederek bağışlanma dileğiyle imzalarını atmıştır. 10.11: Bu bölümler çoğunlukla tezhip için kullanılır. 12.13. İç ve Dış Pervazlar: Yukarıda sözü edilen tüm bölümler iç ve dış pervazla çevrelenir, kalınlığı hilyenin büyüklüğüne göre belirlenir. Kübra GÜL (Hattat) Kaynakça: Derin Tarih Hat Sanatı Özel sayısı kalemguzeli.org sonpeygamber.info Paye Sanat

HAT SANATI NEDİR Haber

HAT SANATI NEDİR

HÜSN-İ HAT SANATIMIZ   Arapça kökenli bir kelime olan Hat; çizgi, yazı, yol anlamına gelmekle beraber güzel yazı sanatı “hüsn-i hat” olarak da adlandırılır. Bu yazıyı icra edenlere ise Hattat denilmektedir. Hat sanatı, Hz. Ali (kv) döneminde başlamıştır. Peygamber Efendimizin(as) katipliğini yapan Hz. Ali (kv), ilk hattatımız olarak bilinir. Yazının Piri olarak anılan Hz. Ali (kv), Kur’an-ı Kerim’i ilk yazı türümüz olan Kufi ile en güzel ve en doğru şekilde aktarabilmek için güzel bir üslup ile yazmaya gayret etmiştir. Böylelikle yazı o dönemden günümüze kadar gelişme göstermiştir.                       Kur’an-ı Kerim’in yayılmasında büyük etkisi olan hat sanatı, güzeli arama çabasıyla İslam’ın güzelliklerini yazı ile ortaya koymuştur. Kur’an’a hizmet eden hat sanatı, aynı zamanda “cismani aletlerle yapılan ruhi bir hendesedir.’’ diye de tarif edilir.                          Göze ve ruha hitap eden Hat sanatı, içinde sabır, emek ve gayreti barındırarak mükemmele ulaşma çabasında olan bir sanat dalıdır. Hat sanatı eğitimi, geçmişten günümüze kadar usta-çırak veya hoca-talebe usulü ile öğretilir. Uzun soluklu eğitimi olan hat sanatı, tek başına öğrenilip ilerleme kaydedilen bir sanat değildir. Mutlaka bir hocaya başvurarak usulüne uygun şekilde meşk edilmesi gerekir. Tercih edilen hoca bilgili, tecrübeli yani bu işte ehil biri olmalı. Çünkü talebenin hızlı yol alıp doğru ilerlemesinde hocanın rolü büyüktür. Hatta Hz. Ali(kv)’nin meşhur bir sözü vardır; “Hat üstadın taliminde gizlidir, onun kıvamı da çok meşk etmekledir, devamı ise İslam dini üzere olmaya bağlıdır…”                                               Hat sanatında önemli bir yeri olan hoca, bu yolda talebesini ilerletirken maddi manevi her şeyi aşılayıp hayatına başka bir pencere açar. Hoca talebe ilişkisi ebedidir. Eğitim süreci bitse bile devam eder. Bunun için de edep, saygı ve sevgi çerçevesinde devam ettirilmesi gerekir. Talebe hat sanatı serüvenine başlarken kapısını çaldığı hocasından müsaade isteyerek bu sanata talip olduğunu söyler. Talebini kabul eden hoca, hat sanatından biraz bahsettikten sonra ilk ders olan Rabbi Yessir duasını yazar. Bu duayı yazma sebebi hem derse dua ile başlamak hem de öğrencinin sabrını, aşkını ve devamlılığını ölçmek içindir. Bu usul geçmişten günümüze böyle devam etmektedir. Sonra üstat, talebesine dersini yazar. Talebe takliden dersini çalışır ve hocasına gösterir. Hoca dersindeki yanlış yerlerini tekrar yazarak talebesinin meşkini kontrol eder. Böylelikle talebe başladığı uzun soluklu ve sabır isteyen bu serüvene ilk adımını atmış olur. Kısacası hat sanatı, sonu olmayan uzun ve meşakkatli bir sanat dalı olduğu için hayatımızın merkezinde yer alması gerekir. Heves veya keyfi yapılmaz, severek ve isteyerek yapılması gereken bir sanattır. Bu sebepten dolayı hat sanatı kimseye zorla öğretilmez, gelen kişiye neden geldin gidene neden gittin denmez… Ömür boyunca devam edip insanın hayatına güzel bakmayı, ince düşünmeyi, sabırlı, hoşgörülü ve mütevazı olmayı aşılar. En önemlisi Kur’an-ı Kerim ile hemhal olup dinin inceliklerini önemsemeye büyük katkı sağlayan hat sanatı, sadece yazıdan ibaret değil, nefis ve irade terbiyesini içinde barındıran ve birçok manalar içeren kıymetli bir sanattır. Esra TEŞDOĞ (Hattat) Kaynakça; Prof. Dr. Ali Alparslan Ünlü Türk Hattatları Dr. Süleyman Berk Devlet-i Aliyye’ den günümüze Hat sanatı TDV İslam Ansiklopedisi Kalem Güzeli Derin Tarih Hat Sanatı Paye Sanat

SANATTA NAZARİYAT GELİŞTİRME Haber

SANATTA NAZARİYAT GELİŞTİRME

TÜRK-İSLAM SANATLARINDA NAZARİYAT GELİŞTİRME Kadim kültürümüzün sanatları olan Türk-İslam sanatlarının görsel alanları veya başka bir deyişle plastik sanatlarda nazariyat nedir ve nasıl geliştirilir. Nazariyatı geliştirme üzerine çok faydalı olacak tavsiyeleri bu yazımızda sizinle paylaşacağız. Nazar; Arapça bir kelime olup bakmak görmek demektir. Edebi eserlerde de görüş düşünce belirtmek için de kullanılır. Sanatta nazariyat görsel hafızayı geliştirmek olarak kullanılır. Herhangi bir görsel sanat alanında çok eser incelemek veya eserlere bakarak gözü geliştirmek nazariyatın gelişmesinde etkili olur ve kişi o alanda başarılı eserler ortaya koyar. Nazariyat (Görsel Hafıza) Geliştirme Niçin Önemlidir Görsel sanatlara ilgi duyan, araştırma yapan ve bu alanda eğitim alan herkes için çok ama çok önemli bir husustur. Görsel hafızası gelişen bir sanat araştırmacı, icra eden ve talebeler bunu derslerinde eserlerinde ve anlatımların da çok başarılar elde ederler. Hat sanatı için düşünürsek; hat koleksiyonerin, hat talebesinin ve hattatın muhakkak suretle geçmiş eserleri ve günün eserlerini dikkatle incelemesi gerekir. Çünkü insan gözü gördükçe daha iyisini, ve doğrusunu görmeye başlar. Bu durum bütün sanatlar için geçerlidir. Örneğin; fotoğraf sanatına ilgi duyan bir kimse kompozisyon ve altın oranları bilmez önüne gelen her çekimi beğenmesi gibi. Hat sanatına yeni başlayan kişinin bütün hatalı yazıları doğru gibi görüp hayranlıkla bakması gibi. Buna çok örnek verebiliriz. Bu durumu bizler de sanata başlarken yaşayarak tecrübe ederiz. Nazariyatı gelişen bir talebe, derslerinde daha hızlı yol kat eder ve başarıyı kısa sürede elde eder. Aynı durum tersi için de geçerli olur. Görsel hafızası gelişmeyen bir öğrenci ise derslerindeki hataları net göremez ve başarısı zamana yayılır yavaş ilerleme gösterir. Nazariyat Geliştirme Önerileri Yaşadığımız çağ itibariyle imkanların çok olduğu sanat eserlerine ulaşmanın kolay olduğu bir süreç içindeyiz. Bundan dolayı görsel hafızayı kısa sürede geliştirmek mümkün. Şimdi bu konuda neler yapabiliriz. Bu hususlara kısaca değinelim. Sergi ve Sanat Faaliyetlerine Katılma; çevremizde olan sanat sergilerine özellikle katılmak gerekir. Bu sanat dalı hangi sanat olursa olsun gerçek eserleri yakından temaşa etmek nazariyat için çok faydalı olur. Bununla beraber konferans, workshop ve seminerlere katılmak da etkili olacaktır. Bütün bunlarla beraber çevremizde yaşayan sanatçıların atölyesini ziyaret etmek bilgi ve tecrübelerinden istifade etmek gerekir. İnterneti Kullanmak; Sosyal medya sitelerinden diğer sanat ile ilgili web sitelerini kullanmak ve sanatçıların eserlerini takip etmek. Sanatçıları takip ederek eserlerini dikkatle inceleyebiliriz. Güncel sanat eserlerini en hızlı şekilde takip etmenin yolu sosyal paylaşım sitelerini kullanmaktan geçer. Bu sebeple çağın bu nimetlerinden faydalanmak gerekir. Basılı Yayınlardan İstifade Etmek; Güncel olarak basılmış kitap ve dergileri elde etmek. Sergi kataloglarını bulmak. Geçmiş dönem yayınları elde etmek çok önemlidir. Hem eski sanat eserlerini hem de güncel eserleri takip etmek bulundurmak nazariyat için çok önemli olacaktır. Bu gibi eserleri bulundurmak bilgi açısından da çok faydalı olur. Nazariyatı geliştirmek sanatta başarılar elde etmek açısından çok etkilidir. Yeni projeler için yol gösterici olur. Kendini geliştirmenin en önemli etkilerinden biri de nazariyat konusudur. Bu konuyu ihmal edenler hem eserlerinde hem de proje çalışmalarında çok başarılı olamaz. Bu kadar önemli bir husustur. Unutmayalım ki göz gördükçe daha iyiyi ve daha doğruyu görür. Bu yazımızda nazariyat konusunu işledik. Bilgi ve tecrübelerimizi sizinle paylaştık. Siz de bu konu hakkında fikir ve düşüncelerinizi yorum kısmında bizimle paylaşabilirsiniz. Eğer faydalı bulduysanız beğenip paylaşıp başka insanların istifade etmesini sağlayabilirsiniz. Hürmet ve Muhabbetlerimle İslam Kaya Hattat

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.